Günümüzde her ne kadar maliyet, kar, zarar konuşsakta aslında işletmelerimizde bunlara yön veren direksiyonda yatırımcı ve yöneticiler gözükse de bir o kadar personel katkısı da vardır.Yoğun tempo ve maliyetler yüzünden çalışanın huzuru ve sosyal refahını maalesef unutmuş durumdayız.
Aslında onların beklentileri hep çok kazanmak değil. Çalışan sosyal refahı kadar, çalıştığı bir işletmede güven, sadakat arar oldu.Çalışanlarımızın istikrarını ve gelişimini sürdürebilmeleri için yükseldikçe alçalmalıyız.Her yerde kalifiye personel YOK telaffuzu ne kadar da çoğaldı.
Çünkü personeli samimiyetsiz yaklaşımlar özellikle bizim hizmet sektöründe onları farklı arayışlara sürüklüyor.Yeni nesil kuşaklar farklı olduklarının fark edilmesini istiyor.
Tanıdığımız etrafımızda ki bir çok genç yurt dışı fırsatları kovalamakta ya da etkisiz yöneticileri gördükçe hızlı yükselme çabalarına girmekte. Bu durumlarda çalışanı meslek hayatlarında hataya yanlışa sürüklüyor.
Kalifiye ve istikrarı istiyorsak bir okadar çalışanlarımıza değer vermeli, onların fikirlerini de dinlemeli, onlarında hayatlarında bir karakter olduğunu unutmamalı, koşullarını mümkün oldukça iyileştirmeli, bağlılık içinde olursak inanın her biri birer DEĞER dir.
Hizmet sektörünün en önemli değeri Çalışandır. Turizm, her ne kadar bacasız sanayii olarak adlandırılsa da aslında Turizm hizmetle, iletişimle gelişen, sevgi ve paylaşmakla büyüyen her bir bireyin örf-adet yani karakter yansıttığı SANAT’tır. Turizm sektöründe her bir çalışanımız Ülkemizin aslında birer ELÇİ’leridir.

